LAZERLE PROSTAT AMELİYATI
Prostat ve İyi Huylu Prostat (BPH) Nedir? Prostat, yalnızca erkeklerde bulunan, idrar kesesinin altında yer alan ve idrar yolunu çepeçevre saran bir salgı bezidir. İlerleyen yaşla beraber bu organ büyümeye başlar ve prostat dokusu büyürken idrar yolunu tıkayarak idrar akışını engeller. Bu hastalığın seyrinde tıkanıklığın derecesine bağlı olarak hastalarda idrar yapmayla ilgili şikâyetler başlar. Bu duruma iyi huylu prostat büyümesi veya tıpta BPH (bening prostatic hyperplasia) denmektedir. 60 yaşın üzerindeki hastaların yaklaşık yarısında, 85 yaşın üzerindeki hastaların % 90 ında görülür. InfraRED Diyod Lazer ile Prostat Tedavisi: İyi huylu prostat büyümesinde idrar yollarından girerek prostatın buharlaştırılarak küçültülmesi işlemidir. Bugün dünyada prostat büyümesinin cerrahi tedavisinde en çok kullanılan operasyon türüdür. Anestezi şekli: Maske anestezi veya spinal (belden uyuşturma) anestezi uygulanır. Operasyon yeri: Penis ucundan kamera ile girilerek Operasyon süresi: 30 dak - 2 saat İyileşme dönemi: 1 hafta - 1 ay Hastanede kalış süresi: 1 gün Neden InfraRED Diyod (Kırmızı Işık) Lazer? -InfraRED Diyod Lazer (kırmızı ışık) yeşil ışık lazere göre kan hücrelerinde ve sudaki emilimi daha yüksek olduğu için idrar kesesine zarar verme olasılığı daha düşük. -InfraRED Diyod Lazer'in (kırmızı ışık) prob (enerjiyi prostata aktaran çubuk) enerjisi, yeşil ışık problarında olduğu gibi kısıtlanmamıştır. Böylece hem hızlı işlem yapılabilmekte hem de 60 gr'dan büyük gramajlı prostatlar bile tek prob kullanılarak buharlaştırılabilmektedir. Bu sayede işlem daha ekonomik sonuçlanmaktadır. -InfraRED Diyod Lazer'in (kırmızı ışık) ışığı, yeşil ışık gibi görülebilir dalga boyunda olmadığından görüntü kalitesi daha iyidir ve çalışırken gözü yormamaktadır. RED LIGHT’IN Avantajları: • Ödem yapmaz, • Hastanede yatış gerektirmez • Her büyüklükte prostata uygulanabilir • İdrar şikâyetini bitirir • Kanama olmayan bir metottur. • 1-1,5 saatte operasyon son bulur. • Sertleşme ve idrar kaçırma görülmez • Kanama zamanını uzatan ilaç kullanan hastalarda tedavi yapılabilir. Kimlere Uygulanabilir? • Şikâyetlerde obrüsktif prostat hastalığı tespit edilen idrar akım hızı- Q max -15 mı/sn’den küçük olan 3 aydan fazla idrar yapmada zorlanan, • Prostat büyüklüğü 15-200 gr. olan tüm hastalarda Red light lazer uygulanabilmektedir. Kimlere Uygulanmaz? Akut prostat iltihabı olan İleri derecede şiddetli idrar yolu enfeksiyonu hastaları tedavi edilmeden uygulanmamalı Prostat kanseri tespit edilen hastalarda ancak- idrar yolunu açmada kullanılmalıdır.
HOLMİYUM LAZERLE BÖBREK TAŞI KIRMA İŞLEMİ
Holmiyum Lazer Uygulamaları: Günümüzde, üroloji tedavisinde ağırlıklı olarak Holmiyum Lazer kullanılmaktadır. Yaygın olarak, böbrek taşlarında, üreter taşlarda, mesane taşlarında, üretra darlığı, tümör, Benign Prostat Hiperplazisi (BPH), vb. alanlarda kullanılmaktadır ve Holmiyum Lazer tedavisi minimum komplikasyon ve düşük patolojik değişimlerden dolayı yaygın olarak olumlu karşılanmış ve kabul görmüştür. Böbrek Taşları Üreter Taş Mesane Taşı Üretra Daralması Üreteropelvik Daralma Prostat Büyümesi Polip Tümör Holmiyum Lazerin Kullanım Alanları: -Başta böbrek, üreter ve mesane taşları tedavisi olmak üzere, -Üst idrar yolu (üreter) darlıkları, -Alt idrar yolu (üretra) darlıkları, -İdrar yolu tümörleri, -Dış genital lezyonların tedavisinde başarı ile kullanılabilmektedir Böbrek Taşı Nedir? Yaşamsal işlevlerimizin devamı için gerekli olan biyokimyasal işlemlerin sonunda oluşan atık maddelerin vücuttan atılma yerlerinden biri böbreklerdir. Ayrıca vücut için gerekli bazı maddelerin seviyesinin ayarlanması da böbrekler tarafından yürütülür. Böbrek taşları, idrarda çözülemeyen ve atılamayan kristallerin bir araya gelmesiyle oluşur. Normalde idrarda kristal ve taş oluşumunu engelleyecek bazı kimyasal maddeler vardır, ancak bazı insanlarda bu engelleyici mekanizma tam olarak çalışamayabilir. Holmiyum Lazer ile Böbrek Taşı Kırma Yöntemi Geçmişte üreter taşlarının tedavisi sadece açık cerrahi ile yapılırken, daha sonraki teknolojik gelişmeler Extracorporeal Shock Wave Lithotripsy (ESWL) ve üreterorenoskopi (URS) gibi minimal invazif tedavi seçeneklerini üroloji pratiğine sokmuştur. Bu gelişmeler intrakorporeal taş kırma tekniklerinde de kendini göstermiş ve son olarak Holmium YAG lazer litotripsinin kullanıma girmesi, özellikle pediatrik hastalarda probunun ince olması ve taşları çok küçük fragmanlara ayırması ile popülarite kazanmıştır. “Holmium YAG Lazer” taş tedavisinde en son kullanılan teknolojidir. Bilinen en güçlü ve en güvenli taş kırma cihazıdır. Böbrek ve idrar yolları taşlarının tedavisinde kullanılmaktadır. Taşın rengine veya bileşimine bağımlı olmaksızın tüm taşlara etki göstermektedir. İşlem taşa ulaşıldıktan sonra çok kısa sürede gerçekleşmektedir. Kanamasızdır, hastaya hiçbir zarar vermez ve işlem sonu ağrı yok denecek kadar azdır. Holmium YAG Lazer Cihazının Üstünlükleri: Günümüzde idrar torbası, idrar kanalı ve böbrek taşlarının büyük çoğunluğu kapalı (endoskopik) yöntemlerle tedavi edilmektedir. Endoskopik yöntemlerde çok çeşitli taş kırma cihazları kullanılabilmektedir. Cihazın etkinliği ameliyatın başarısını çok ciddi etkilemektedir. Holmium YAG Lazer en etkili ve güvenli yöntem olarak öne çıkmaktadır. Lazer ışını endoskopik aletin içinden geçirilen ince bir fiber aracılığıyla taşa ulaştırılır. Taşın üzerine çok seri bir şekilde ısı topları gönderilerek süratli bir şekilde kırma işlemi gerçekleştirilir. Lazerin bir diğer üstünlüğü de diğer yöntemlere göre taş çok daha küçük parçalara ayrılır, adeta toz haline gelir, böylece işlem sonunda hastanın daha kolay dökmesi temin edilir; tabi ağrı hiç yok gibidir. Ucu yönlendirilebilen çok ince bir aletle idrar kanalından böbreğin içine girip lazer ile taş kırma yöntemi, hasta sağlığı açısından en güvenli ve en az travmatik yöntemdir. Hasta aynı gün ya da bir gün sonra normal yaşantısına dönmektedir. Vücut dışından bir girişim olmadığı için hiç yara izi olmamakta ve kanama olmadığı için hasta sarsılmamaktadır. Bazen idrar yollarındaki darlıklar taşa ulaşmayı zorlaştırabilir. Lazer ile darlıkları açmak mümkündür. Ayrıca, özellikle böbreğe yakın idrar kanalı taşları ve büyük taşları kırmak zordur. Lazer burada da diğer yöntemlere göre üstünlük sağlamaktadır.
EPİDUROSKOPİ YÖNTEMİ İLE BEL FITIĞI TEDAVİSİ
Detaylar İçin Tıklayın.
LAZERLE VARİS TEDAVİSİ
Varis Nedir? Varis toplardamarların kalıcı olarak genişlemesi, kıvrılması ve uzamasıdır. Varisler çoğu kez bacak derisinin altında mavimsi renkte değişik çaplarda kıvrıntılı kabarıklıklar şeklinde görülür. Varisler, yıllarca görünüm dışında bir şikâyete yol açmadan kalabilir, ancak zamanla ağrılı hale gelebilir. Bacaklarda şişme ve bir süre sonra kronik venöz yetmezlik gelişebilir. Varisli olan damarda kan pıhtısı oluşabilir ve tromboflebit olarak bilinen bu durumda bacakta ağrı, şişme ve kızarıklık olur. Varis çoğu kez toplardamarlar içinde kanın tek yöne akmasına izin veren kapakçıkların bozulması sonucunda gelişir. Belirtiler: • Bacakta ağrı ve kaşınma, • Bacakta yanma, • Bacaklarda gece krampları • Bacaklarda sürekli bir rahatsızlık hissi Tanı: Varisli damarların bacaklarda görülmesi çoğu kez tanı için yeterlidir. Ancak varisin nedeninin anlaşılması için Renkli Doppler Ultrasonografi yapılmalıdır. Varislerin Tedavisinde Lazer Yöntemi Nedir? Varis tedavisinde lazer iki şekilde kullanılmaktadır. Bunlardan ilki kılcal damar varislerinin üzerine yani deriye uygulanan lazerdir. Diğeri ise daha büyük varislerin kaynağı olan safen damarının yetmezliğine doğrudan damarın içerisine bir kateter ile uygulanan lazerdir. Bu yönteme toplardamar içine lazer uygulaması anlamına gelen endovenöz lazer tedavisi (EVLT) denilmektedir. Bu yöntemde genelde diz hizasından ultrason eşliğinde hastalıklı safen ven isimli toplardamara bir iğne iler girilir. Bu iğneden bir 0.035” kılavuz tel ve bunun da üzerinden lazer enerjisini verecek olan 55 cm lik kateter damar içine yerleştirilir. Daha sonra kateterin ucu safen toplardamarının femoral damarda döküldüğü yere getirilir. Lazer tedavisi tümenescent anestezi ile yapılır. Bu anestezi yöntemi toplardamarın çevresine içinde lokal anestetik ilaç bulunan bir solüsyon ultrason altında dikkatlice enjekte edilmesidir. Daha sonra lazer enerjisi verilmeye başlanırken kateter yavaşça geriye doğru çekilir. Her cm için lazer 3-4 kez verilir. Bu yöntemle kasıktan dize kadar olan alanda toplardamarın içine boylu boyunca lazer enerjisi verilmiş olur. Daha sonra da tüm kateterler çekilir. Lazer toplardamarı içten yüksek enerji ile duvarlarını birbirine yapıştırır. İşlem bittiğinde bacağa elastik bandaj sarılır ve hastanın 10-20 dk. yürümesi önerilir. Daha sonra hasta evine giderken de birkaç haftalığına varis çorabı bacağa geçirilir. İşlem ortalama 30-60 dk. sürer. Hasta işlem sonrası evine gidebilir. Lazer ile varis tedavisi, varisin klasik tedavi yöntemi olan cerrahi yönteme benzer başarı oranına sahiptir. Ancak cerrahiye göre hastalar çok kısa süre içinde ayağa kalkıp, daha az ağrı ve morarma ile günlük işlerine birkaç gün içinde dönebilirler. Lazerle Varis Tedavisinin Avantajları: -İz kalmaz, -Cerrahi kesi gerekmez, -Morarma ve şişlik çok az olur, -Kısa sürede iyileşir, -Lokal anestezi ile yapılabilir, -Hastanede yatış gerekmez.
LAZERLE BEL FITIĞI TEDAVİSİ (PLDD)
Bel Fıtığı Nedir? Beş omur ve omurlar arası diskler ile birlikte sakrum (sağrı kemiği) üzerinde yerleşen bel bölgesi, omurganın boyundan sonraki en hareketli bölgesidir. Beldeki hareketin büyük çoğunluğunu 4. ve 5. bel omurları ile 5. bel omuru ile sakrum kemiği arasındaki eklemler oluşturur. Omurlar arasındaki diskler içi jelatinimsi kıvamlı bir sıvı dış kısmı ise fibrotik bantlardan oluşan liflerden oluşur. Tekrarlayan hareketler, aşırı zorlanmalar, duruş bozuklukları ve uygun olmayan pozisyonlarda yapılan fiziksel aktiviteler dış kısımdaki anulus fibrozis adı verilen kuşakta yırtılmalara yol açar, yırtılma anulusun iç liflerinden başlayarak dışarıya doğru uzanır. Bunun sonucunda jelatinöz sıvı madde dışarıya doğru fıtıklaşır ve o bölgedeki bağları zorlar etraftaki dokulara baskı yapar. Hastalık daha da ilerleyince bacağa giden siyatik sinirini sıkıştırır, daha çok genç ve orta yaşlarda görülür. İleri yaşlarda ise bel kireçlenmesi ile birlikte görülür. Belirtileri: Bel fıtığının en önemli belirtisi bel ve bacak ağrısıdır. Başlangıçta belde yerleşik olan ağrı daha sonra bacağa yayılır. Genellikle tek taraflıdır. Taraf değiştirebilir veya iki taraflı olabilir. Bazen hastalar yalnızca bacak ağrısı ile gelir. Ani bir zorlanma ya da ters hareket yoksa ağrı daha önce birkaç defa tekrarlamıştır, tedaviyle ya da tedavisiz düzelmiştir. Hastada ayrıca bacakta uyuşma, bel hareketlerinde kısıtlanma görülür. Öksürme, hapşırma, uzun süreli oturma, otomobil kullanma, öne doğru eğilme, ağrıyı arttırır. Skolyoz adı verilen belin bir tarafa doğru eğilmesi sık rastlanan bir bulgudur. Ağrı hafif, orta veya şiddetli olabilir. İleri vakalarda bacak kaslarında erime, incelme, bacakta üşüme olabilir. Çok nadiren bacaklarda özellikle iç taraflarda (iki taraf) his kusuru ve idrar yapamama veya idrar kaçırma görülür. Bu durumda hasta acilen ameliyata sevk edilmelidir. Teşhis: Çoğu vakada hastanın görünümü, hastanın ifadesi, basit bir muayene kesin teşhis koydurur. Ancak hastalığın şeklini belirlemek ve diğer hastalıklardan ayırt etmek için laboratuvar tetkikleri, düz röntgen, tomografi, MR gerekebilir. Lazerle Bıçaksız Bel Fıtığı Ameliyatı: Gerek ilaç tedavisine ve gerekse de manuel tedavi ve traksiyona cevap vermeyen hastalarda Lazerle Bıçaksız Bel fıtığı ameliyatı uygulanmaktadır. Bir başka değişle öncelikle tıbbi tedavi uygulanır. Geçmezse manuel tedavi uygulanır. Bununla da geçmezse “lazerle bıçaksız bel fıtığı ameliyatı” yapılabilir. Önemli nokta şudur; Bu tedavi yine başlangıç halindeki fıtıklara uygulanır. Ancak bu işlemin uygulanması için yukarıda sayılan tüm tedavi yöntemlerinin uygulanmış olması ve hastanın şikâyetlerinin devam etmiş olması gerekir. Ama asla fıtık omurilik kanalına çıkacak kadar büyük olmamalıdır. Ameliyat Tekniği: Lazerle bıçaksız ameliyatta narkoz, bıçak dikiş kullanılmaz. Hasta yukarıdaki şekilde görüldüğü gibi yan yatırılır ve + işareti olan bölgeye uyuşturucu ilaç yapılır. Böylece hasta ağrı duymaz. Sonra bu bölgeden uzun bir iğne batırılarak fıtığın bulunduğu omurgaların arasına girilir. Bu iğnenin içinden bir fiber optik kablo gönderilir. Yukarıda görülen resimde fiber optik kablonun içinden geçen iğneyi görüyorsunuz. Şekilde omurga yandan görülmektedir. Bu iğnenin içinden fiber optik kablo geçirilerek omurgalar arasındaki kıkırdağın ortasına yerleştirilir. Şekilde omurgayı üstten görüyorsunuz. Endoscope yazılı olan lazer kablosunun geçtiği iğnedir. Lazer yazılı kırmızı renkli bölge ise lazer ile yakılan kıkırdağı göstermektedir. Lazer ışıkları ile yakılan kıkırdak ortası yakılan lastik top gibi büzüşür. Böylece yerinden kayan kıkırdak geri çekilmiş olur ve sinire baskı ortadan kalkar.
LAZERLE HEMOROİD TEDAVİSİ
Hemoroid (Basur) Nedir? Hemoroid (basur) makat bölgesindeki damarların genişlemesi yani varisidir. Hemoroidin ana nedeni kabızlıktır ve kalıtımsal özellik taşımaktadır. Hemoroidli hastaların çoğunda uzun süren kabızlık vardır ve ailede birçok hemoroidli şahıs bulunmaktadır. Hemoroid hastalığı toplumda çok yaygın bulunmaktadır. Makat bölgesinde 3 ana toplardamar ağı mevcuttur; bir tane solda, iki tane sağda. Bunlara toplardamar yastıkları denir. Kabızlık nedeni ile bunlar genişler ve iç hemoroidleri oluşturur. Zamanla bunlar makat dışına sürüklenir ve dışkılama esnasında dışarı sarkar. Hemoroid Tedavisinde Lazer Yüksek ısı taşıyan ışık hemoroid memesine odaklanır ısınan memede 2-4 mm derinlik ve 6-8 mm genişliğinde termal doku hasarı oluşur. Ağrı sinirlerinin bittiği alanda çalışıldığı için hasta bu yanmayı hafif bir şekilde hisseder. Hemoroid memesindeki bu yanma aynı zamanda o bölgedeki genişleyip varisleşmiş damarları da yaktığından hacmi küçülür. Derin plana ilerleyen bu kontrollü yanık zayıflamış bu alanda yeni ve sağlıklı bir doku oluşmasını sağlar. Kalın bağırsağın son kısmının çevresel dokuya yapışmasıyla (fixasyon etkisi) hemoroide eşlik eden makat sarkması da düzelmiş olur. Hemoroidde kanama varsa kanayan damarlarda pıhtı oluşacağından kanama uygulama anında durur. Lazerle Hemoroid Tedavisinin Avantajları: -Ağrı, bağlama yöntemi ve ameliyata oranla belirgin ölçüde azdır -Tedavi sırasında ve sonrasında kanama problemi olmaz. -Tedavi öncesi tahliller ve konsültasyonlar gerekmediğinden iş gücü kaybı olmaz. -Tedavinin maliyeti düşüktür bu da hastaya maliyetin düşük yansımasını sağlar. -Dışkı tutamama gaz kaçırma gibi yan etki görülmez. -Kesme işlemi olmadığından makat darlığı gelişmez -İşgücü kaybı azdır(aynı gün işe dönülebilir) -Gerektiğinde tekrar uygulama kolaydır. -Tedavi öncesi lavman (makattan ilaçlı su verilerek bağırsağın yıkanması) gerekmez. -Narkoz gerekmediğinden narkoz riski yaşanmaz. -Kısa sürede uygulanır (5-8 dakika) -Hastanede yatmak gerekmez -Kanayan basur için uygulandığında aynı anda kanama durur.